30 Nisan 2008

The Willow Garden

down in the willow garden, me and my love did meet
and as we sat a-courting, my love fell off to sleep
i had a bottle of burgundy wine; my love, she did not know
and so i poisoned that dear little girl along the banks below
along the banks below

i drew my saber through her; it was a bloody night
i threw her in the river, which was a dreadful sight
my father often told me that money would set me free
and so i murdered that dear little girl whose name was rose connelly
whose name was rose connelly

my father sits at his cabin door wiping his tear-dimmed eyes
his only son soon should walk to yonder scaffold high
my race is run beneath the sun; the scaffold now waits for me
for i did murder that dear little girl whose name was rose connelly
whose name was rose connelly
whose name was rose connelly

nick cave and the bad seeds

29 Nisan 2008

and she is buyin' a stairway to heaven


nerde kalmıştık? saçlarım artık kızıl görmeyeniniz duymayanınız kaldı mı bilmem, herkes de çokça beğendi beni dumur eden saçlarınız aşk alevi mi sorusuna ;ateşli bir şekilde evet diyememdi. ateşli demişken bir gün begümle -hazırlıktaydık o zamanlar- bafi ve encılla yüreğimizin ağzımıza geldiği, her encil spayk "aşk sahneleri" ile içimizin pır pır ettiği, siyahı hayatımızın rengi addettiğimiz körpecik günlerimizdeydik. o drussila ben de darla olmaya karar vermiştik. begümden gayet drussila oluyordu hatta pek güzel oluyordu, begümde zaten oldum olası bi goth hava vardı ne yalan söyliyim ama iş bana gelince sıçıyodum sanırım(= ruhen ve bedenen darla ile bütünleşmediğim gün gibi ortaydı willow mu olsaydım ne? bu naçizane anıyı da sizinle paylaştıktan sonra sevgiler paylaştıkça artar, üzüntülerse paylaştıkça azalır önermesi hakkındaki hisleriniz ile sizi baş başa bırakıyorum.