25 Mayıs 2009

kederlerden keder beğeniniz

eceye house çekerken dedim günler boşa gitmesin (kalan süre olarak 3 saat boyunca 58 gün yazınca ben de inanmış kadar oldum,evet) aldığım filmleri izlemeden geri götürme alışkanlığımı terkedeyim. françois truffautdan small change diye çocuklar üzerine bir film izledim, güzeldi, gülümseten cinstendi fekat zihnimde film ile kurduğum bağlantı kemalettin tuğcu köprüsünden geçmekte idi.

ilkokul yıllarında ortalama bir sınıf kitaplığından yola çıkarak epey bir kemalettin tuğcu ve türkiye gazetesi eşantiyonlarından hatmetmişliğim vardır. öyleki kemalettin tuğcu, bünyemde kaldırılması gündeme çubukçu nimet tarafından sokulan andımızdan daha derin yaralar açmakta, beni yoksulun ve ezilmişin yanına itmekte, ajitasyonu damardan vermekte idi. öyle ki, bir gün sınıfta bir iş eğitimi hocası kemalettin tuğcu hakkında, atıp tutmaya başlayınca, 11 yaş hezeyanları ile birden ayağa kalkmış ve romanlarının ateşli bir savunucusu kesilmiştim. öğrenci profilinin %50 sinden fazlasını, bu romanlardaki muzdarip komşu rolüne biçilmiş kaftan hayatları sürenlerin çocuklarının, oluşturduğu bir yerde, kim oluyordu da kemalettin tuğcuyu aşağılayabiliyordu? tabiki o zaman bu lafları sarfetmedim ama öğretmene çok acıklı da olsa kitaptakilerin gerçek olduğunu yoksa niye o kadar acıklı film yaptıklarını ve hepsini izlediğimizi söyledim. o gün bana verilmeyen ayar, hala bu filmleri izlememe, kitapları okumama sebep, hem de hiç sıkılmadan. filmi izledikten sonra, k.t. kitaplarını aramaya koyuldum ama annemin onları attığını hatırladım. sonra çocuk kalbi buldum bir tane ve ve italyan faşizminin mazlumca bir çocuk üzerinden verildiği bu kitabın yanında kemalettin tuğcunun daha mazlum olduğu kanısına vardım.

artık beynime işlemiş, bir dönem çocuk psikolojimin hakkından gelmiş bu mazlum edebiyatını tamamen geride bırakacağım günleri özlemle anıyorum.

2 yorum:

  1. kemalettin tuğcu romanları saygı görmüyor kendini bir bok zanneden insanlar tarafından ama o olmadan türk edebiyatı eksik kalırdı, kendisi büyük adamdır bence. o kadar naif ve kırılgan bir üslubu var ki acıklı bir şey anlatmadan bile üzer insanı. bu yazınla içimden geçenleri söylemiş olman sana saygımı sevgimi daha bir artırdı vallahi seda, ay lav yu be.

    YanıtlaSil
  2. bir kadın tuğcu efsanesini unutmaman harika gerçekten seda.

    YanıtlaSil