17 Ağustos 2009

kahve altı itirafları

nescafe mi yazsak neskafe mi yazsak kararsız kaldığım şu akşamda, aylar denecek belki yıllara dönüşecek bir zamandır kahve içmediğimi görüyorum. bu istemsiz alışkanlık-terk etmenin mevsim normallerine döndüğüm zaman geri bana döneceğine inanıyorum.

günün anlamının ve öneminin izinden gidecek olursak, bugün spor salonunda biri şişman ve sarı saçlı, diğeri bir deri bir kemikten daha yukarı bir sıfatı hakketmeyen ve esmer iki kız beliriverdi. mide kaslarını geliştirdiğini iddia eden bir aletin üzerinde gelişen mide kaslarımın daha çok yemek yememe sebep olacağını düşünerek bu kızları incelerken, onları tanıdım. ortaokulda yan sınıfın öğrencileri idiler. ve puslu bir anı aniden zihnimde canlandı. bu yan sınıfa karşı oynanan bir voleybol- zaten sevmediğim bir spor- maçından sonra takımdan itinayla gönderilmiştim ve bir jübile bile yapmadan voleybol kariyerim bitivermişti. ellerimin gerzek ve bir o kadar da sert bir top yüzünden morarması gururumun her ne kadar önünde seyretmiş olsa da, bilinçaltımın bir yerine takım psikolojisi denen olayı atmışım ki bu gün o zamanlar takım yıldızı olan bu iki kızdan bu gün fiziksel olarak önde olduğumu görerek belli belirsiz bir tatmini resmen yaşadım. gözlerindeki bakış, soğuk yenen zeytinyağlılar ve sabırlı derviş gibi kelamları aklıma getirse de, bilinçaltımın benden daha neler sakladığını düşünmemeye çalışarak, yola devam ettim dostlarım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder