14 Ocak 2013

eski telefonumun notlar bölümünden 3 parça:

09/01/2011
sabah 9 civarları
işte ilk günüm. ilk dakikalarım. bekliyorum. bir başkasının masasına oturmuş olabilirim. hangi masanın bana ait olacağı tahmin oyununu oynamak zevkli. ben diyorum ki şu an oturduğumun yanı ya da üzerinde sadece bir soğutucu olan siyah cam masa. siyah cam masa iddialı olabilir biraz. asistan metin editörü için. sanırım yeni bir kişi daha işe alacaklar. umarım benim bölüme alırlar. rekabet ovv yess. ilerde kendi ajansımı kursam ne kadar mükemmel olur düşünsene.ofiste tek başına duran yeni çalışanın gelecek hayalleri içindeki acıklı hali. çay almam çok mu iddialı oldu acaba. ama dondum yolda yani. ayrıca çay soğusa da biraz içsem lıkır lıkır kimse gelmeden. zira sidik gibi çay içen ofis görl olmak istemem.

akşam 7 civarları
işte ilk günümün son dakikaları olsun lütfen. çok yoruldum. masamı sevmedim ve çalışma arkadaşlarım hiç konuşkan değiller. çok yaşlılar olm. bi de galiba işkolikler. aslı geleydi de gideydim ya. ilk günden fazla mesai mi olurmuş. off. eylüle kadar dayanmalısın olm. yine daily newsleri yoklayayım lan. güniz her haltın üstesinden gelmiş belki ben de yaparım :)

01/02/2011
işteki 4. hafta 3. gün.  dün ilk maaşımı aldım ama baya az aldım. mutsuzum. muhasebeciye söyledim. maaşımla mutsuz oldum, böyle bir resmimi yapar mısınız diye teklifte bulundum. bora beyi sevdim o da en çok beni sevmiş olmalı. ulaş bu gün telefonda gülüp yemek siparişlerini mahvettiğim için bana kızdı sanırım. içlerinde en çok onu sevdim oysa. maaşımı düzeltirler mi dersin. ya üzgünüz sana ancak bu kadar verebiliyoruz derlerse. acaba herkes beni duydu mu. çok da yüksek sesle konuşan biri değilim ama.

Ofiste yaş ortalaması 33-35 falandı. Bazen o kadar sıkıcı oluyordu ki ortam, en ufak şey yere düşen kalem bile dakikalarca gülmeme sebep olabiliyordu. Sonra Bora Bey geldi, ilk günler yalnızca benimle muhabbet ediyordu, çünkü diğerleri yazar dediğin ketum olur misali, sadece gerektiğinde konuşurlardı ve havadan sudan muhabbetler yerini hep memleket meselelerine bırakırdı. Ben mart ortasına kadar dayanabildim. Başka bir yerden teklif gelmeseydi herhalde sakalım ve yün hırkamla aranıza karışmış olurdum.


1 yorum: