25 Ekim 2009

tamburi alfred efendi


masanın başında bağdaş kurmuş oturuyorum. gezdiğim bloglardan kafam bulanmış bir şekilde kendi bloguma dönüyor ben de yazacak bir şeyler bulmak istiyorum. ama beyaz kutu içersine döktürebilidiklerim yalnızca son 60 saniye içersinde yaptıklarım. fondaki müzik ise çamaşır makinesinin dönme hareketinden kaynaklanan periyodik bir su ve çalkalanma sesi. vakitsiz bir zamanda çamaşır yıkadığımın farkındayım. aslında şu anda yapmam gereken, önümde duran siyah tükenmezle çalakalem yazılmış röportaj notlarını zenginleştirerek ingilizceye çevirmek. eray ve veyselin anne babasına dair çok fazla bilgi edinmiş durumundayım. ondan sonra da homer kitabevinde yaptığım 1,5 saatlik gözlemimi detaylı bir şekilde temize geçmeliyim. ama benim niyetim 8dekini kaçırdığım için 1 deki merlini izlemek. niyetim bozukki benim. hem insana şevk lazım ama bende yok. keşke blok flütten daha komplike bir müzik aleti çalabilseydim mesela yan flütüm olsaydı aslında tamburum olsun isterdim ya da kanun. of seçmek çok zor. iyisi mi gitarım olsaydı diye odaklanayım hem hayali hem de kitlelere ulaşmak daha kolay öyle. offf.

4 yorum:

  1. seda seni görünce görmezden görüp kafasını çeviren esin bana çok sıcak davrandı kuzum. sınıfta bir kız yan fülüt çaldı bize. mest oldum dostum. sen de çal çok dinleyesim var

    YanıtlaSil
  2. kafamı hangi taşa vurayım şimdi onu da söyle betül. sana zurna çalacağım özel.

    YanıtlaSil
  3. bekliyor olacağım. zurna bul

    YanıtlaSil