12 Ocak 2011

ağır çekimin dayanılmazlığı

Hayatta çok sinirinize dokunan, katlanamadığınız bir şey vardır ya muhakkak, oturduğunuz sırada birinin ayak sallaması, sessiz ortamda yükselen mırıltılar, periyodik sesler, çok yüksek sesle konuşanlar, telefonu hiç susmayanlar, iett otobüslerinde ittirenler, şehirlerarası otobüslerde maç seyredilmesi, unutkanlar, söylediklerinizi anlamayanlar gibiler. Benim katlanamadığım ise bekletilmek. Beklemek kadar sinirimi bozan başka bir şey yok. Resmen sinir harbine girişiyorum kendimle. Beklemenin her türlüsü ayrı bir karın ağrısı benim için. Hiçbir zaman bir yerde oturup arkadaşlarını bekleyenlerden olamadım, denedim çok kalamadan kalkıp gittim, geç gelen otobüsü de beklemedim hiç, cebimdeki son para olsa dahi o dolmuş veya taksi parası düşünmeden verdim. Canım bir yemek çekti mesela ama gittiğim kafe ya da restoran çok kalabalık vazgeçerim hemen, başka yere giderim. Banka da işim mi var, sıra da çok uzun orda beklemem hayatta, ya başka gün gider çok çaresizsem de sırayı kaçırmayı yine göze alarak civardaki yerlere takılırım. Sıcak su geç mi geliyor musluktan, soğuk suyla da yıkanırım. 

Diyebilirsiniz hiç mi bir şey beklemedin, sınav sonucundan tut ne bileyim başka bir şeye, birini ya da bir mektubu, bekledim evet ama aklımdan çıkararak. Tamamen onu beklediğimi unutarak. Sabırsız değilim sadece beklemeye hiç tahammülüm yok. Şimdi İngiltere vizemi yana yıkıla bekliyorum ama resmen,güya cumartesi uçağım var, finallerim inanılmaz derecede sıkışmış vaziyette, daha bavul toplanacak ama ben beklemek zorundayım. Bu bekleyiş yüzünden de elim hiçbir şeye gitmiyor resmen, vize vermiyoruz desinler razıyım hatta öbür boyu hiç almasınlar da beni krallıklarına ama şu saçma bekleyişi çektirmesinler, beni belirsizlikten tüketmesinler. Aklımdan da atamıyorum ki her gün ayrı bir mail, ayrı bir sorun, şu Erasmusa harcadığım zamanı başka bir şeye harcasaydım, bu kalıbı kullanan herkesin bir şeyde ustalaştığı gibi ben de bir usta çıkardım başınıza. 

Peki ya bekletir miyim, eskiden bekletmezdim ama artık bekletiyorum, ben bekleyeceğime onlar beklesin dimi. Ben Godot olmayı seçmedim dostum.

3 yorum: