28 Nisan 2011

çöküş ve kabulleniş.

şu aralar sıklıkla bu güne kadar verdiğim en büyük savaşın, gavur ellerde memleket yemeği yapma girişimlerimin olduğu kanısındayım. ben korkunç yemekler yapan ve sevimli suratı ile sizi onları yemeye zorlayan bir ev sahibesi olmayacağım kanısındayım. nitekim o sınavdan pekçok kez geçtim. ancak bulunduğum yerdeki malzeme sıkıntısını ve maliyeti azaltma zorlamalarım beni yaratıcı olmaya itiyor ki çok da başarılı olduğum bir alan değil kendisi. mesela bu gün zeytinyağlı pırasa girişimim ve elimdeki basmati pirinci, pırasalı pilav olarak ortaya çıktılar. basmati pirinci ilginç bir şey yani neden pirinç diye düşünebiliyor insan orta ateşte pişen yemeğin başında.

aslında sonuç hem lezzet hem de ekonomik olarak tatmin edici idi ve 2 gün boyunca beni yemek yapmaktan alıkoyacak kadar pırasalı pilavım mevcut.  ev ekonomisi diye de bir ders vardı vakti zamanında. hala varsa ben tecrübelerimi genç kuşaklarla paylaşmaya hazırım. yeter ki ekonomik ve lezzetli olalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder