21 Ekim 2008

estudiar*

okulun 4. haftasındayım ve -şok itiraf- sıkıldım. oysa hevesli başladığım bir sene olacaktı. her şey çok güzel olacak filmini izlemedim ama isminden sonunun pek hoş bitmediği kanısındayım. bu konuda beni aydınlatmayın nolur. sosyal ortamlardan kaçar iken sürekli sosyal ortam gurularına rast geliyor olmam olsa olsa kaderimin küçük cilvesidir, değil mi? ic insanı olmayı seviyor ve tercih ediyorum, kalabalık ortamlara gelememek bir prensip meselesi değil de nedir? social theory dersinden de kaçmamın sebebi bu değil mi? kalabalık sınıf, sıcak ve mırıltı gibi ders. kendimi dayanıklı bir insan zannederdim ama hayır sıradan bir ders de olsa iş dayanma sınırlarıma geldiğinde koyveriyorum gün boyu dayanıksız biri olmama hayıflanırken içtiğim 1 litre suyu tuvalete gitmeyi unutarak 1.5 saat tutmam gözlerimi yaşarttı. evet acı dolu otobüs yolculuğu idi. otobüste okuldaki muazzam exchange nüfusundan derbi hastası birine denk gelmem çocuğun durmaksızın arkamdaki ile fb muhabbeti yapması daha sonra önüne dönüp öndekilerle ibranice olduğunu tahmin ettiğim bir dilde konuşması ve ipod şarjımı zorlaması yolculuğumu daha da bunalımlı bir hale getirdi. eve gelip rutin newsgroup okuma eylemini gerçekleştirirken discussiondaki birtakım insanların aptallığının baki kalacağını görmek atatürk gençliğine olan inancımı yitirdi!!! evet feysbukta cirit atan türk gençlerinin türbanlı ve gstringli fotoğraf üzerinden ideolojik ve sosyolojik saptamalar yapmaları karşısında ne diyebilirim ki. naçiz bir yorum"bir fotoğraf bazen bin kelimenin anlatamadığını anlatır". lütfen hemen social theory seçkilerimizi ve tüm sosyoloji-ideoloji kitaplarını bir kenara atalım ve 2 megapikselllik kameraya sahip cep telefonlarımızla sokaklara salınalım gençler! "the truth is out there" sloganımız olsun plizzz.

*: ispanyolca ders çalışmak

1 yorum: