27 Kasım 2009

hayatımda ilk kez bir bayramı ailemden ayrı geçiriyorum. anlamı bu sabah, hayatımda ilk kez birilerini iyi bayramlar demek için aradım. bu gibi detaylara nedense önem veriyorum, bir şeyi ilk kez, nasıl, kiminle, ne zaman yaptığımı genelde hatırlarım. hatırlamak için özel bir çaba göstermem, not almak falan gibi mesela. saçma bulurum böyle şeyleri. insan kendisi hatırlayamıyorsa, bir kenara yazmasının ne gibi bir önemi var ki, yeterince önemliyse senin için unutmazsın. gerçi unutmamak için de yazabilir insan. neyse kendi paradoksunu taşıyan bu gibi konuları tartışma girişiminde bulunmam.

buradan yıl dönümleri, doğum günleri ve miladi takvimin hayatımıza soktuğu kapitalist günlerin insanı olduğumu zannetmeyin. böyle şeyleri unutanların başında ben gelirim. en yakın arkadaşımın doğum gününü bilemeyebilirim, anneler gününü es geçebilirim. ama sorsalar, şunu nerden tanıyorsun, onu tanıdığım günkü kıyafetine kadar pek çok şey sıralayabilirim, hava durumu, bulunduğumuz ortamdaki diğer kişiler gibi çevresel faktörler dahil. zihnimin bu konuda neden bu kadar iyi çalıştığı konusunda çok da iyi bir fikrim yok. detayları hatırlama konusunda farkında olmadan sarfettiğim bir efor var. çoğu kez farkına varmadan, o kişiyle ilgili bir sürü şeyi aklımda tuttuğumu biliyorum. kişinin kim olduğunun bir önemi yok, bir kez gördüğüm biri de olabilir, yıllarca tanışık olduğum biri de. sadece insanlarla sınırlı değil bu özellik, bir kitabın, bir filmin, bir programın bile tahmin etmeyeceğiniz bir kısmı kalır benim aklımda. velhasıl detayların insanıyım, detaycıdan ziyade.

ancak her zaman, hatırladıklarımın yüzde yüz garantisini veremem. insanın zihni kendisine oyunlar oynayabilir. çünkü zihnimizin de karakterimize bağlı olarak şekillendiğine, geliştiğine inanırım. annem mesela, zeytin yağ gibi bir insan olduğundan, olayları hep kendi haklı çıkacağı şekilde hatırlar ve böyle olduğuna safi ve kati bir surette inanır. ben de detaylara takılıp kaldığımdan ve yalan kıvırmayı ustalıkla becerdiğimden aslında hayali bir detayı  birine ekleyebilirim belki. mind tricks. ama kim yapmıyor ki böyle şeyleri, işin doğası bu neticede.

postu gereksizce dolandırdıktan sonra aslında demek istediğimin şu olduğu kanaatine varıyorum: ey hayatımdan öylesine gelip geçen insanlar, yürüyüp gidenler, omuz atanlar, elimi tutanlar ben sandığınızdan daha çok hatırlıyorum sizi, adınızı bilmesem de, bazen bir hikayeden de tanısam sizi, her şeyin gelip geçici olarak dillendirildiği bir yerde herkes unutsa da, ben bir şekilde hatırlayacağım sizi. çünkü bazılarının da yapması gereken budur der, dramatik çıkışımı yapar giderim.

4 yorum:

  1. insanların önemli buldukları şeyleri neden not alma ihtiyacı hissettiğini sen kendin söylemişsin zaten. zihni istemeden de olsa oyunlar oynar hatıralar üstünde.resim ilk günkü halinden hayli hayli farklı hatırlanabilir mesela ilerde. hem tecrübeler insanı değiştirir de unutuverir insan tam da nasıl hissettiğini en başta. yazmak iyidir hasılıkelam, söz uçar yazı kalır.. :)

    ben de senin gibiyim galiba bu açıdan..senelerce beraber olduğum insanın yüzünü sonradan gözümün önüne getiremediğim çoktur da, anlamsız bir söz seneler seneler yankılanır durur zihnimde.. ne ki bu tip hatıralar örseler beni daha çok.. insanın içinin cız etmesi sesi eşlik eder o hatıralarıma.. bu da böyle hissi yorumum olsun bu naif yazına.

    bu vesileyle de bayramını tebrik etmiş olayım..

    (sanırım)en sadık okurun, A.

    YanıtlaSil
  2. jülyet von der hardenberg28 Kasım 2009 03:25

    kim bu mysterious A, kim kim kim? wir wollen kein gizli hayran mehr.

    seda, ailenin kıymetini bil sen yine de. bugün aradığım götelek özbaylar bana götelekmişim gibi davrandılar. halbuki ich bin die einzige özbay die nicht götelek ist. evet ben sarhoşum yine. ulan bir insan bu kadar da yalnız bırakılmaz be, amınıza koyim sizin. bu kız öldü mü kaldı mı demiyo kimse. türkiyeye döndüğümde evlenicem. kocam arasın sorsun beni diye. gerçi annem var, evlenmesem de olur. yalnız şu soyad olayına çare bulsam wunderschön olurdu gerçekten.

    yahu şu ailesi olan insanlar bunu nasıl yarattılar da benim olmadı, olamadı, olduramadım, anlamıyorum. benim yüzümden mi olmadı. ama kollarımı açıp da gitme diyemeyecektim. bi de sesin keyifsiz gibi demediler mi. hey allahım, sizin mallığınız keyfimi kaçırdı diyemedim tabi. abaküs bağlamaz rutine. neyse.

    YanıtlaSil
  3. Ben her şeyi yazan birisi olarak şu ana kadar zarardan çok yararını gördüm. Sana da tavsiye ederim, insan hatırlanmak istiyor işte basit...

    Bu arada güzel bir bayram dilerim size efendim :)

    YanıtlaSil
  4. A.,
    teşekkür ederim sadakatin ve yorumun için.

    gonca,
    götelek kelimesini dağarcığımıza kazandırdığın için senden kutlu bir insan olamaz, bayram hepimiz için hüzünlü. sana süprüzüm var.

    hiçkimse,
    ben işte not alabilen insanlardan değilim, genetiğime işlenmemiş.bilsen aslında bir yandan da nasıl takdir ediyorum senin gibileri.

    hepinize iyi bayramlar tabi, kebabınız bol olsun.

    YanıtlaSil