1 Nisan 2012

Geride bıraktığımız gün benim doğum günümdü.Doğum günü insanı değilimdir hiç ama bi sözüm var, çok yaş aldım durayım artık, 24 çok ideal birkaç sene durabilirim. Zaten 24'üm dediğimde kimse inanmayacak, çok geriden gelen  bir görüntüm var (aslında alt yazıda bodur piliç her daim tavuk diyorum). Hiçbir doğum günümü önemsemedim ancak bu sefer mezun olduğum ve iş hayatına atıldığım için kendimi daha bir ununu elemiş, eleğini asmış hissettim. Karışanım edenim de olmayınca artık, oturaklı bi insan mı oldum acaba? Oturaklıyı da kendime sıfat olarak seçtim ya utanarak klavyeye varıyor elim artık. 
Bu çalışan evlada karışılmaması meselesini de irdelemek lazım esasında. Yıllarca ordan şu saatte gel, odanı topla, şunu ye, nerdesin, kiminlesin, niye bunu aldın diye her türlü söz düellosuna girdiğim sevgili anne-babam, bir anda beni unuttular, beni ailenin çocuğu değil de ferdi olarak kabul etmişler yani, elim ekmek tutunca adam oldum mu nedir? 
Bir de bu sabah, sinema seminerine dersu uzzulayı izlemeye gitmeyip, he-man izledim neyin peşindeysem artık. İzledim ama çocukken ben ölüyordum bu he-man she-ra için ya, oklavaları kılıç yapıyor gölgelerin gücü adına diye kardeşimle, kuzenlerimle tepiniyorduk da kırmızı slip donlu bronz he-man ve sahil güvenlik ikizi she-ra çok tırtmış seneler sonra, bunlarla büyümüş olmamalıydık ya. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder