25 Ocak 2010

neye niyet neye kısmet

yapacak bir sürü işi olanlara inat, hiçbir şey yapmamayı yeğleyen halimle baş başayım.(ikileme yazarken hep tereddüt ederim bitişik mi ayrık mı diye, lanet olsun). aslında duruma önlem olsun diye geçen hafta okul sınırları içersinde bulunduğum son günde, dişe dokunur bi film yüklemesini gerçekleştirmiş idim. hatta öncesinde, birkaç kitap da almış, her tatil komodinin üzerine koyduğum ama elimin bir türlü gitmediği kitaplarla bu tatil de kendimi kandırmayayım istemiştim. o kadar ki davinci şifresinin ingilizce versiyonunun, kütüphaneden aldığım ilk roman olması da bünyelerinizde şaşkınlık yaratmamıştır umarım. neyse en büyük pişmanlığım ise filmo dosyamdaki filmlere ve dizilere bakıp, ezeli indirmeyi nasıl unutursun gerizekalı, salak şeklinde beynimi aşağıladığım zaman yaşadım. ben ezele tam ortasında başlamış idim. ama ilk bölümlerini de indirip, izleyecek kendimi bu olaya ortasından dahil olma ezikliğinden kurtaracak idim. nasıl unutabilirim hakkaten ya, aklıma şaşayım. (yazar kişi aslında şu satırlarda, güzel türkçemizin naçiz küfürlerini, vurgu ve tonlamalarının hakkını vererek yüksek sesle icra etmektedir)


fasulyeden muhabbetleri bir kenara bırakırsak, dün geceki medya mıdır, disko mudur neyse işte alemin kralı okan bayülgen'e takıldım biraz.  derya baykal, mehmet ali alabora, hakkı devrim ve harun kolçaktan oluşan fantastik dörtlü kıvamında konuklar mevcuttu. iki kişi daha vardı ama tamamen sehpa üzerinde hiçbir zaman sigara külü konmayacak, kristal kül tablası kılığında olduklarından kim olduklarını çıkaramadım. neyse tam o sırada ceren diye bir kız aradı, tekel işçileri , eylem falan dedi. sanatçılar model olsun, mehmet aliyi destekliyoruz bu konuda falan övgülerini dizdi. sonra okan bayülgen fena halde güzel bir şey söyledi: " iyi güzel de, aradığın yer yanlış, sanatçılar desteklesin miş, gidip sokakta eylem yapalım evet, bunu siyasi bir icraata dökmedikten sonra sırf duyarlı gençlik modası altında gidip sokakta cirit atmanın kime, neye faydası var? e aradın, insanları hiç değilse bu konudan haberdar ettin sanıyorsun dimi, ama zaten "uzunca bir süredir" devam eden bu eylemden, buradaki insanlar şimdi haberdar olabiliyorsa ne bekliyorsun ki, iki dakika sonra herkes unutucak, hehe haha diye programa devam etcez çünkü. bi halt olmayacak yani, bi halt olmasını istiyorsan "bir halt yapmalısın"" işte özetle bunları söyledi. hakkı devrim'de buna benzer cümleleri düzgün bir türkçeyle icra etti. mehmet ali alabora(böyle uzun isimlere karşıyım off)12 eylül rejimi, toplumsal mühnedislik projesi, apolitik gençliken girdi. okan bayülgen de " dünyanın hangi zamanında ve neresinde böylesine bir toplumsal mühendislik projesi görülmüştür, böylesine 30 yıl süren, insanları adım atmaktan korkar hale getiren, evet her şeyin suçunu geçmişe 12 eylüle yükleyelim ama kendimize 30 yıldır bunu nasıl yediğimizi sormayalım öyle mi" dedi.

şimdi bu kadar alıntıdan sonra üç noktaya değineyim:
1. okan bayülgen hastası fanı değilim, denk gelirsem bazen izlerim o kadar ama şurda söylediklerinden sonra gözümdeki değerini katladı.

2. ben de eylem yapalım, tavrımızı koyalım mantığına katılmıyorum arkadaş. tavrını koyacağın yer sokak değil, sokakta üç beş slogan, pankartla, havada sallanan yumrukla, kimsenin hayrına olacak bir iş olmadı bu memlekette, hala olmasını umanlar varsa, sweet dreams dilerim en pembesinden.

3. sendikacıları mı destekliyorsun, sola yatkınım sağdan hazzetmem mi diyorsun, ne yaparsan yap, hükümettekilerin zerre s.kinde değil misin ve hala sokaktasın öyle mi. kimi kandırıyoruz acaba? ben eylem meylem sıkıntısına gelemeyenlerin büyük çoğunluğunun apolitiklik meselesinden ziyadesiyle, bu gibi çabaların sonuçsuz kalacağına duydukları şüphesiz inancın da var olduğuna inanıyorum. böyle kitleleri çekemezsiniz bu işlere. kimsede bilinç falan uyandıramazsanız. sonuç veren bir adım atmadıkça. o adımları atmak hiç kolay değil evet, destek görmek de belki. ama o adımları atmak işkembe-i kübradan sallamak da değil, sözde insan olmak da değil.

iyi günler dilerim efem.

2 yorum:

  1. banliyöler jülyet'i.25 Ocak 2010 14:19

    www.dizihd.com'dan istemediğin kadar dizi izleyebilirsin. ezel de bunlara dahil.

    okan bayülgen'in söylediklerine ve senin eklediklerine de katılıyorum. "duyarlılık" adına bir şeyler yapmaya çalışan herkesin, ucundan tuttukları işin sakat noktalarını da görmeleri gerekiyor, aksi hal, "siz ne biçim insansınız, insanlık için burada çabalıyoruz, neden destek vermiyorsunuz" noktasında daha yararlı eylemler için tüketilebilecek oksijeni çaldıklarını düşündürtüyor insana.

    kitleleri herhangi bir işe çekmek de, artık öyle kolay değil. anne-babası tarafından sımsıkı tembihlenmiş, öyle olmasa da yeterince gözlem yapmış, dersini almş bir nesle mensup olduğumuzu sanıyorum. kimse "gelin" deyince gidemez, fikrimce.

    YanıtlaSil
  2. yaa ama benim internetim kotalı be goncacım.

    kitleler konusuna da katılıyorum. benimkisi umut fakirin ekmeği civarlarında bir iyimserlikti.

    YanıtlaSil