27 Mayıs 2010

yok öyle bi şey ama

her final dönemini belli şarkıları onlarca kez dinleyerek atlatan ben, bu dönemin fon müziğini çoktandır seçmiş bulunmaktaydım. Gladiator Complete Soundtrack'i sizlere takdim etmek isterim sayın seyirciler. filmi her ne kadar ruhumda bir braveheart kadar yer edinememiş olsa da ve hatta filmde ne olup bittiğini de hatırlamıyorsam da bu filmin aşmış bir soundtrack albümü olduğunu eğri oturup doğru konuşmak mahiyetinde zikretmeliyiz. hatta öylesine bereketliki, 50 şarkı falan var içinde. biribirinin remiksi olanlar da mevcut tabiki. ama dinle dinle bitmiyor. özellikle sabah shuttlea doğru rıhtımda yürürken bir Rome is the light dinlemek bünyede epik bir arzu karmaşasına neden oluyor. kendimi geçin amazon kadınını falan direkt lejyoner gibi hissediyorum yemin ederim. hatta öylesine epik bir duygu yoğunluğu taşıyorum ki gören beni orhanlıya okumaya değil iskenderiyeye çıkartma yapmaya gidiyorum zannedecek. gözlerim adeta karizmadan ışıldayıveriyor yolda önüme çıkanlar bir bir sağ sola çekiliyor. hayatımın anlamını, ışığını bulmuş gibi hissediyorum rome is the light'ı dinlerken. hatta bir de the mighty rome'da ağırdan davul sesleri ile başlayıp sonra çıldıran bir kısım var ki, kendimi  kan gövdeyi götüren bir savaşın ortasında hayal ediyorum. gürzler, mızraklar falan da filan. sonra müzik oryantalist bir kimliğe bürünüyor zurnamsı bir müzik edavatı ağırdan, nahoş bir şekilde çalıyor işte o an aha diyorum büyük zaiyatlar verdik ama kazandık, sonra müzik savaşın anlamsızlığı, kanın rengi, ölüm gibi gerçeklikten sürreala dönüşen bir algılamanın fonunu oluşturan bir hal alıyor. burada duygularım tavan yapıyorken, bilmem ne simitin önünde shuttle bekleyen bendenizin yanına ya bir exchange ya da taa hazırlıkta tanıdığım biri gelip, naber, nasıl gidiyor muhabbetine çekiyor beni. kendimi zor tutuyorum görmüyor musun lan, ben gazi bir lejyonerim, bu ne cüret dememek için.

şimdi ise yine birikmiş tüm okumalar ve üzerinde çalıştığım paperı yazarken, dayanamayıp araya yine now we are free çekiyorum, bu sefer kendimi cumhuriyet tripleri atan senatör gibi hayal etmeye çalışıyorum, tabiki olmuyore. çünkü kelleşmiş kafamın üstündeki zeytin yaprakları ve ihrama girmiş halimi istemiyorum. ben meydana çıkıp roma için savaşıp, gladiatör karizmamla, öldürmek ve ölmek istiyorum lan.

beni benden aldın hans zimmer, o kadarını diyeyim  ben sana.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder