31 Mayıs 2010

rahat hazır ol bir ki üç

sabah biraz pazar günü konseptli televizyon izleyeyim dedim. derken ahmet çakar'la reha muhtarın banttan hadise istiklal marşı tartışmalarını izledim. nasıl bir tartışmaydı yarebbi? ahmet çakar olaya, hadisenin kalçaları ve ergenekon üzerinden olaya yaklaşırken, reha muhtar pazartesi sabahları gömlek kravat düzeltirmeden öğrenciyi okulun kapısından sokmayan müdür yardımcısı tandansında usul usul tartışmak niyetindeydi. bense körpecik ergenlik yıllarım başlangıcında müzik derslerinde çektiğim eziyeti anımsadım. ortaokulda emin ongan musiki cemiyetindeymişcesine ciddiyetle müzik dersi veren bir hocamız vardı. goncagül hanım. bu hocanım, 6. sınıftan itibaren bize itinayla müzik öğretti. notayı, flütü geçin, müzik terimleri, vuruşlar, ölçüler sanırım müfredatını fazlasıyla kapsayan ders veren tek hoca oydu. önce bi milli marşlarla başladı. 6. sınıfta  işte nerede milli marşlar okunur, yabancı bi ülkenin başbakanı geldi uçaktan inerken hangi ülkenin marşı çalınır, marşlarla ilgili metin uca'lık sorularla bizi sözlü yapardı. sonra bize prozodiden bahseder aslında istiklal marşı'nın prozodiyi takmadığını bu yüzden okunmasının çok zor olduğundan dem vurur sonra da vuruşlarıyla bize istiklal marşını tek tek okutturdu.  tahtaya çıkar elimizde bir kalem ölçü ya da vuruş (müzikle dinlemek dışında hiç alakam olmadığını anlıyorsunuz). nefes ayarlamaları cart curt derken baya okurduk işte. ama okumak hakkaten zordu. ölçüyle sözü doğru yere denk getirmek, 3. ölçüde her satırı bitirmek gerekiyordu ama nefesi yetmeyen benim gibi hazinsesli veletlet orada yutkunuyor ve 3 alıyorlardı. halbuki sesimizi orda bir perde inceltsek yetiyordu gayet nefes. neyse 7 ve 8 de de bu istiklal marşı sözlüleri devam etti ve ben onlardan engin tecrübelerimle 5 almayı başardım. hatta sonrasında çeşitli türküleri de vuruşlarla okutarak sözlü yapardı goncagül hanım. bir keresinde bana sözlüden sonra melodiyi tutturamadın, vuruşu kaçırdın ama sözleri de yanlış biliyorsun olmaz ki diye çıkışmıştı. evet bol bol kahkahaların çınladığı ve medeni cesaretimin tuzla buz olduğu bir andı. neyse konumuza geri dönecek olursak bir zamanlar çok başarılı istiklal marşı icra eden biri olarak, provasız yırtınsanız da 5 oktav sesiniz de olsa bu marş öyle kolayına okunamıyor. sittin sene okullarda her cuma okusanız da aynı şey sayılmaz. tezahürat mahiyetinde okunup gidiyor onlarda. bi de tek başınıza herkersin önünde okumayı deneyin de göreyim sizi gidi şemsipaşapasajındasesibüzüşesiciler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder