9 Mayıs 2010

ne iş, ne ayak?

türkiye parlementer sistemden başkanlık sistemine geçsin mi, geçmesin mi tartışmaları tartışıladursun, sayın deniz baykal bu tartışmaya son golü bill clinton edasıyla atsın. hemi de yanına bir adet  monica levinsky alarak. anam o da ne bir de kadını milletvekili yaparak. anam o da ne, hemi de kocasının koynundan alarak. bu ülkenin hiçbir zaman iktidarı olamayacağını anlamış olmalı ki, paçayı erkenden sıvamış, skandal kelimesinin tüm hakkını vererek gündeme bomba gibi düşmüş, bari sonum unutulmaz olsun demiştir. lakin bence boşa laf tüketmeyelim zira kendisi chp başında beni de sizi gömer.amma velakin habervaktimin ülkenin başka bir derdi yokmuşcasına, kapatılmayı göze alarak bu kadar ehemmiyet verdiği konuda ellerimizi vicdanımıza koydurup, muhalefetin direğinin hazin sonunu isengard efendisi saruman'ın ahlaki çöküşü tandansında vermesi aman ne de hoş. zaten ne iktidardan ne de muhalefetten tatmin olamayan halkımızın, tatmini, sexy leader having shaky orgasm görüntüleri eşliğinde alması yakındı.

vidyo ben izleme şerefine nail olamadan her yer silinip süpürüldüğü için ve ekşisözlüktekiler de vicdani retçiler ve vatan, millet, sakaryacılar olarak saflara bürünüp yorumlar yaptıklarından kurgu mudur yoksam gerçek midir, hiçbir fikrim yok. ancak, kıbleyi bulamadıklarında tesbih sallayıp, imamenin gösterdiği yöne dönenler gibi ben de aklımı şöyle bi sallasam kurgudur derdim. neden mi derdim, çünkü baykal'ın karısının resmini ilk defa bu olay vesilesi ile gördüm. benim nezdimde ve birçok insanın nezdinde bence baykal chp ile evliydi ve muhalefeti de biricik oğlu idi. erdoğan ve akp de istenmeyen kayınpeder ve kayınvalide nezdindeydi bence baykal için. nasıl bir aile ağacı çizdim böyle ben de anlamadım şimdi ya, neyse. ama biz daha halkça, bu kasedin esrarına vakıf olamamışken bir sarıgül ve suikast iddiaları türedi birden ve ortalık çamurdan geçilmez oldu. N'OLUYORUZ demenin vakti şimdi değilse, ne zamandır sorarım.

zaman çamur atma ve çirkeflleşme zamanıdır. çünkü siyaset çizgimiz magazinel boyutlarda seyretmekte. dünyada halihazırda görülmemiş şey değil elbet. ama kimin eli, kimin cebinde, kim neyi götürmekte burada, ben artık bıraktım bu diziyi. sezon finali çok uzakta değildir diye ummaktan başka çare yok, bu ahval ve şerait içersindeki dizi bitsin artık.

fonda çalan müzeyyeb senar'a ithafen,ah  bu siyasilerin gözü kör olsun diyerek sözlerimi noktalar, alaturkalı günler dilerim.

2 yorum:

  1. aloneinthedark23 Mayıs 2010 18:03

    politikacıların gözü kör olsun,
    ülkeyi kim yönetecek.
    satın aldığın mallara kim zam yapacak.
    kısa etek giydin diye seni kim azarlayacak.
    başkasının mukaddesatına karşı küfre göz yumuldu diye kim cıngar çıkarmayacak.
    Kim seni köle yapacak.
    Ne seyredeceksin.
    Ne yiyeceksin.
    Okullar okuyarak hazırlandığın kariyerine nasıl başlayacaksın o zaman.

    pruebelle, yapma lütfen. kendi başına yaşayamazsın sen be.

    YanıtlaSil
  2. birlikte gül gibi yaşayıp gidiyorduk zaten dimi, neye kızıyorsam ben de hiç işte.

    YanıtlaSil